Artroskopik cerrahi, eklemi ilgilendiren hastalıkların (bağ, menisküs, kıkırdak yaralanmaları) tanı ve tedavisinde kullanılan minimal invazif bir yöntemdir.
Artroskopi işlemi ile bir santimetreden küçük kesiler kullanılarak, kalem boyunda optik bir sistem (artroskop) ve küçük bir kamera yardımıyla eklem içi görüntülenir. Görüntüyü sağlamak için eklemin içi bir sıvı kullanılarak şişirilir, işlem sonunda bu sıvı boşaltılır. Ameliyat sırasında, eklem içindeki yapılar 4-6 kez büyütülerek görüntü sağlanır, böylece ayrıntılı bir tanı imkanı vardır. Artroskopi ile saptanan kıkırdak, bağ ve menüsküs yaralanmaları gibi problemlerin tedavileri günümüzde gelişen teknoloji ve özel aletler sayesinde aynı seansta yine aynı küçük kesilerden yerleştirilen mekanik, motorlu traşlayıcılar veya radyofrekans aletleri ile sağlanmaktadır. Artroskopik ameliyatlar kapalı ameliyatlar olarak da adlandırılırlar. Tekniğin, klasik ameliyatlara göre üstünlüğü eklemin açılmamasından ileri gelmektedir. Eklem açılmadığı için fizik tedavi ve rehabilitasyona daha erken başlanır.
Artroskopik cerrahi en sık diz eklemi olmak üzere omuz, kalça, ayak bileği, dirsek, el bileği eklemini ilgilendiren hastalıkların tedavisinde yaygın kullanım alanı bulmuştur.
Böylelikle hasta daha çabuk iyileşir, aktif yaşamına daha erken döner. Artroskopikcerrahi ile yapılan çoğu girişimlerde (menisküs, kıkırdak veya çapraz bağcerrahisi) hastalar genellikle ertesi gün taburcu olur. Artroskopik girişim sonrası dizlik ya da dışarıdan bir tespit uygulanmaz. Basit bir menisküs yırtığının artroskopik yöntemle tedavisi sonrasında iyileşme hızlıdır. Pekçok hasta aynı gün içerisinde ayağa kalkıp artroskopi yapılan bacağı üzerine yük vererek yürüyebilir. Birinci haftadan sonra ev dışında kısa yürüyüşler yapabilir, üçüncü haftadan sonra ise normal günlük yaşamına dönebilir. Kıkırdak onarım işlemi ya da menüsküs tamiri uygulanmışsa 3-4 hafta koltuk değneği kullandırılarak ameliyatlı bacağa tam yük vermekten kaçınmak gerekebilir.